ŞEHİT POLİS MEMURU MEHMET TOZUN
Bir evlat…
Bir eş…
Bir baba…
Bir polis…
Ama hepsinden önce, bu milletin sessiz kahramanıydı.
1986 yılında Manisa’nın Gördes ilçesinde doğdu. Toprağın bereketiyle, ailesinin vakarıyla büyüdü.
Çocukken sessizdi Mehmet… Ama o sessizlikte bir derinlik vardı. Gençken çalışkandı… Ama o çalışkanlıkta bir vatan sevdası gizliydi.
Hayat ona sade bir yol çizmişti: Dürüstlükle yaşa, vicdanla çalış, sessizce hizmet et…Ve o da öyle yaptı.
Emniyet teşkilatına katıldı. Milletin huzuru için gecesini gündüzüne kattı.
Evliydi… İki evladı vardı.
Hayatının merkezinde ailesi ve görevi duruyordu.
Görevdeyken bir baba gibi koruyandı, evindeyken bir polis gibi dikkatliydi.
İçindeki vicdan, her yerde aynıydı. Seferihisar’da görev yaparken, halk onu tanırdı. Güvenirdi ona…
Çünkü Mehmet sadece görevini yapan bir polis değildi. O, insanların derdini dinleyen, çocuklara gülümseyen, yaşlılara selam veren bir yürekti.
Ve 20 Kasım 2024 gecesi … Bir ihbar üzerine harekete geçti.
Görevdi bu…
Mehmet için görev sadece bir emir değil, bir namus meselesiydi.
O gece hain saldırıda yaralandı. Hastanede günlerce yaşam mücadelesi verdi.
Mesai arkadaşları umutla bekledi. Ailesi dua etti… Millet sessizce gözyaşı döktü…
Daha fazla karşı koyamadı Mehmet. On altı gün sonra 6 Aralık sabahı, acı haber geldi.
Mehmet artık aramızda değildi. O’nun gidişi, sadece bir can kaybı değildi. Bir vicdanın susuşu, bir çocuğun babasız kalışıydı. Bir eşin sessiz çığlığı, bir milletin kalbine düşen kor ateşti.
Cenazede en çok yürek yakan an 4 yaşındaki kızı Doğa’nın tabuta son bakışıydı.
Küçücük bir elin, bayrağa sarılı tabuta uzanışı.
O an, bir milletin hafızasına kazındı.
O an, tarihin en sessiz çığlığıydı.
Mehmet’in mesai arkadaşı, olayda yaralanan Polis Memuru İbrahim Gümüştekin’in sözleri ise yürekleri bir kez daha dağladı: “Sen o kadar vicdanlıydın ki… Cezaevindeki mahkuma harçlık verirdin.”
İşte böyle bir yürekti Mehmet… Görevde sert, vicdanda yumuşak… Devletin vakarını taşıyan, halkın duasını alan bir yiğit…
Bugün bizlere düşen, bu kahramanın hatırasını yaşatmak…
Ailesine sahip çıkmak…
Onun gibi yiğitlerin emanetine layık olmaktır.
Şehit Polis Memuru Mehmet Tozun: Sen bu milletin kalbinde daima yaşayacaksın. Senin adın, dualarda yankılanacak.
Senin hikâyen, çocuklara anlatılacak. Senin vicdanın, meslektaşlarına örnek olacak…
Aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır diliyoruz.
Mekanın cennet olsun Mehmet Tozun.
***
Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser ( e)
Bir eş…
Bir baba…
Bir polis…
Ama hepsinden önce, bu milletin sessiz kahramanıydı.
1986 yılında Manisa’nın Gördes ilçesinde doğdu. Toprağın bereketiyle, ailesinin vakarıyla büyüdü.
Çocukken sessizdi Mehmet… Ama o sessizlikte bir derinlik vardı. Gençken çalışkandı… Ama o çalışkanlıkta bir vatan sevdası gizliydi.
Hayat ona sade bir yol çizmişti: Dürüstlükle yaşa, vicdanla çalış, sessizce hizmet et…Ve o da öyle yaptı.
Emniyet teşkilatına katıldı. Milletin huzuru için gecesini gündüzüne kattı.
Evliydi… İki evladı vardı.
Hayatının merkezinde ailesi ve görevi duruyordu.
Görevdeyken bir baba gibi koruyandı, evindeyken bir polis gibi dikkatliydi.
İçindeki vicdan, her yerde aynıydı. Seferihisar’da görev yaparken, halk onu tanırdı. Güvenirdi ona…
Çünkü Mehmet sadece görevini yapan bir polis değildi. O, insanların derdini dinleyen, çocuklara gülümseyen, yaşlılara selam veren bir yürekti.
Ve 20 Kasım 2024 gecesi … Bir ihbar üzerine harekete geçti.
Görevdi bu…
Mehmet için görev sadece bir emir değil, bir namus meselesiydi.
O gece hain saldırıda yaralandı. Hastanede günlerce yaşam mücadelesi verdi.
Mesai arkadaşları umutla bekledi. Ailesi dua etti… Millet sessizce gözyaşı döktü…
Daha fazla karşı koyamadı Mehmet. On altı gün sonra 6 Aralık sabahı, acı haber geldi.
Mehmet artık aramızda değildi. O’nun gidişi, sadece bir can kaybı değildi. Bir vicdanın susuşu, bir çocuğun babasız kalışıydı. Bir eşin sessiz çığlığı, bir milletin kalbine düşen kor ateşti.
Cenazede en çok yürek yakan an 4 yaşındaki kızı Doğa’nın tabuta son bakışıydı.
Küçücük bir elin, bayrağa sarılı tabuta uzanışı.
O an, bir milletin hafızasına kazındı.
O an, tarihin en sessiz çığlığıydı.
Mehmet’in mesai arkadaşı, olayda yaralanan Polis Memuru İbrahim Gümüştekin’in sözleri ise yürekleri bir kez daha dağladı: “Sen o kadar vicdanlıydın ki… Cezaevindeki mahkuma harçlık verirdin.”
İşte böyle bir yürekti Mehmet… Görevde sert, vicdanda yumuşak… Devletin vakarını taşıyan, halkın duasını alan bir yiğit…
Bugün bizlere düşen, bu kahramanın hatırasını yaşatmak…
Ailesine sahip çıkmak…
Onun gibi yiğitlerin emanetine layık olmaktır.
Şehit Polis Memuru Mehmet Tozun: Sen bu milletin kalbinde daima yaşayacaksın. Senin adın, dualarda yankılanacak.
Senin hikâyen, çocuklara anlatılacak. Senin vicdanın, meslektaşlarına örnek olacak…
Aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır diliyoruz.
Mekanın cennet olsun Mehmet Tozun.
***
Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser ( e)
Yorumlar
Yorum Gönder