TÜRKİYE'NİN İLK KADIN EMNİYET MÜDÜRÜ ŞERİFE FERİHA SANERK
Bir toplumun hafızasında bazı isimler vardır ki, sadece bir meslek unvanıyla değil; bir duruşla, bir inançla, bir mirasla hatırlanır. Türkiye’nin ilk kadın emniyet müdürü Şerife Feriha Sanerk, işte bu isimlerden biridir.
1923’te İzmir’de doğduğunda, Cumhuriyet henüz ilk adımlarını atıyordu. O da Cumhuriyetle yaşıt bir kadın olarak, hayalleriyle çağdaş, duruşuyla onurlu bir yolculuğa çıktı.
Cumhuriyet ona eşit vatandaşlık hakkı tanımıştı. İnsan olmanın erdemini sunmuştu. O da bu düşünceye layık olmalıydı.
Hem yoklukla hem de büyük bir hızla kırılmakta olan yozlukla mücadele etti. Çabaladı, vazgeçmedi. Okudu, öğrendi. Ve öğrendiklerini bir duruşa dönüştürdü.
1941’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne adım attığında, kadınların kamu görevlerindeki sınırları hala belirgindi. Kaymakam olamıyorlardı. Ama polis olmalarının önünde bir engel yoktu.
Sanerk, bu boşluğu doldurmakla kalmadı; bir mücadeleye dönüştürdü.
1945’te Komiser Yardımcısı olarak teşkilata katıldığında, sadece bir görev üstlenmedi. Erkek egemen yapının içinde kadının sesi oldu.
Sessiz kalmadı. Kararlılıkla, onurla, dimdik yürüdü. Toplumun kadına biçtiği rollerin çok ötesine geçti. Emniyet teşkilatının hemen her biriminde başarıyla görev yaptı.
1953’te hak ettiği Emniyet Müdürü rütbesi kendisine verilmediğinde geri adım atmadı. Mahkemeye gitti. Ve kazandı.
Bu zafer, sadece kendi kariyerinin değil, kadın polislerin geleceğinin de yolunu açtı. O, kendisinden sonra gelen kadın polislere emniyet teşkilatında yer bulmalarının yolunu açtı; bir kapıyı araladı.
Bugün emniyet teşkilatında görev yapan her kadın polis, Sanerk’in açtığı kapıdan geçiyor. O kapıdan geçenlerden biri de kızı Nurdan Sanerk Canca oldu.
Anne-kız aynı ideali taşıdılar. Cumhuriyetin kadınları, Cumhuriyetin polisleri olarak görevde cesur, hayatta onurlu bir miras bıraktılar.
Türkiye’nin ilk kadın Emniyet Müdürü Şerife Feriha Sanerk, 19 Kasım 2010’da aramızdan ayrıldığında geride bir unvan değil; bir ışık bıraktı. O ışık hala yanıyor.
Her sabah, Cumhuriyet polisinin yüzünde yeniden doğuyor.
Bir umut gibi. Bir kadının cesaretiyle aydınlanan bir gelecek gibi.
Bugün, kadınların toplumdaki yerini tartışırken; eşler veya eski eşler tarafından işlenen cinayetlere kurban giden kadınlarımızın sayısı her geçen gün artarken, Sanerk’in hikayesi bize şunu hatırlatıyor: Cesaret, sadece bireysel bir erdem değildir. Cesaret, bir toplumun geleceğini şekillendiren en güçlü mirastır.
Türk polisi sana çok şey borçludur.
***
Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser (E)
1923’te İzmir’de doğduğunda, Cumhuriyet henüz ilk adımlarını atıyordu. O da Cumhuriyetle yaşıt bir kadın olarak, hayalleriyle çağdaş, duruşuyla onurlu bir yolculuğa çıktı.
Cumhuriyet ona eşit vatandaşlık hakkı tanımıştı. İnsan olmanın erdemini sunmuştu. O da bu düşünceye layık olmalıydı.
Hem yoklukla hem de büyük bir hızla kırılmakta olan yozlukla mücadele etti. Çabaladı, vazgeçmedi. Okudu, öğrendi. Ve öğrendiklerini bir duruşa dönüştürdü.
1941’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne adım attığında, kadınların kamu görevlerindeki sınırları hala belirgindi. Kaymakam olamıyorlardı. Ama polis olmalarının önünde bir engel yoktu.
Sanerk, bu boşluğu doldurmakla kalmadı; bir mücadeleye dönüştürdü.
1945’te Komiser Yardımcısı olarak teşkilata katıldığında, sadece bir görev üstlenmedi. Erkek egemen yapının içinde kadının sesi oldu.
Sessiz kalmadı. Kararlılıkla, onurla, dimdik yürüdü. Toplumun kadına biçtiği rollerin çok ötesine geçti. Emniyet teşkilatının hemen her biriminde başarıyla görev yaptı.
1953’te hak ettiği Emniyet Müdürü rütbesi kendisine verilmediğinde geri adım atmadı. Mahkemeye gitti. Ve kazandı.
Bu zafer, sadece kendi kariyerinin değil, kadın polislerin geleceğinin de yolunu açtı. O, kendisinden sonra gelen kadın polislere emniyet teşkilatında yer bulmalarının yolunu açtı; bir kapıyı araladı.
Bugün emniyet teşkilatında görev yapan her kadın polis, Sanerk’in açtığı kapıdan geçiyor. O kapıdan geçenlerden biri de kızı Nurdan Sanerk Canca oldu.
Anne-kız aynı ideali taşıdılar. Cumhuriyetin kadınları, Cumhuriyetin polisleri olarak görevde cesur, hayatta onurlu bir miras bıraktılar.
Türkiye’nin ilk kadın Emniyet Müdürü Şerife Feriha Sanerk, 19 Kasım 2010’da aramızdan ayrıldığında geride bir unvan değil; bir ışık bıraktı. O ışık hala yanıyor.
Her sabah, Cumhuriyet polisinin yüzünde yeniden doğuyor.
Bir umut gibi. Bir kadının cesaretiyle aydınlanan bir gelecek gibi.
Bugün, kadınların toplumdaki yerini tartışırken; eşler veya eski eşler tarafından işlenen cinayetlere kurban giden kadınlarımızın sayısı her geçen gün artarken, Sanerk’in hikayesi bize şunu hatırlatıyor: Cesaret, sadece bireysel bir erdem değildir. Cesaret, bir toplumun geleceğini şekillendiren en güçlü mirastır.
Türk polisi sana çok şey borçludur.
***
Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser (E)
Yorumlar
Yorum Gönder