DOLMABAHÇE’NİN KARANLIK GECESİ (Beşiktaş İntihar Saldırısı)

10 Aralık 2016 Cumartesi günü, saatler 22.29’u gösterirken İstanbul’un kalbi Dolmabahçe’de, Vodafone Arena’nın ışıkları yeni sönmüş, taraftarların gürültüsü çoktan dağılmıştı. Tribünlerin sessizliğini yalnızca görevini tamamlamanın huzurunu yaşayan çevik kuvvet polislerinin adımları bozuyordu. Kimi eve dönüp çocuğuna sarılmayı düşünüyor, kimi sabahki nöbetini hesaplıyor, kimi ise kısa bir mola hayali kuruyordu.

Fakat tam o anda gecenin karanlığını yaran bir uğultu duyuldu. Birkaç saniyelik o ürkütücü sessizlikten sonra, gökyüzü bir anda ateşle parladı. İlk patlama stadın güneyinde yankılandı. Ne olduğunu anlamaya çalışan insanların yüreğine korku düşmüşken, yalnızca 45 saniye sonra Maçka Parkı’nda ikinci bir patlama daha oldu. Bu kez hedef polislerin tam ortasıydı.

Sirenlerin çığlık çığlığa yükseldiği o an, İstanbul’un kalbi bir kez daha kanadı. Yerde yatanların arasında polisler ve masum siviller vardı. Çaresizlik gözyaşlarına, gözyaşları acıya karıştı. Birbirine sarılıp yardım bekleyen insanlar, yaşanan vahşetin ağırlığını nefes nefese hissediyordu.

Kahpe PKK/PYD mensubu Kadri Kılınç (Kızıltepe) ve Burak Yavuz (Suruç), bomba yüklü aracı polislerin toplanma alanına park ederek el yapımı düzeneği uzaktan kumanda ile patlattılar. Ardından Maçka Parkı’nda toplanan polislerin arasına girerek üzerlerindeki patlayıcıları infilak ettirdiler. Bu saldırılarda 39’u polis, 47 vatan evladı şehit oldu; 2’si kadın 39 sivil ile 108 polisimiz yaralandı.

Şehit olan emniyet personeli:

1-Şehit 3. Sınıf Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu (Zonguldak)
2-Şehit Emniyet Amiri Kadir Yıldırım (Kayseri)
3-Şehit Komiser Yardımcısı Erdem Özçelik (İstanbul)
4-Şehit Polis Memuru Adem Oğuz (Adana)
5-Şehit Polis Memuru Adem Serin (Gaziantep)
6-Şehit Polis Memuru Ahmet Alan (Yozgat)
7-Şehit Polis Memuru Ali Aksoy (Manisa)
8-Şehit Polis Memuru Osman Şahin (Kilis)
9-Şehit Polis Memuru Bora Çelik (Niğde)
10-Şehit Polis Memuru Çetin Sarıkaya (Ankara)
11-Şehit Polis Memuru Durmuş Öcal (Isparta)
12-Şehit Polis Memuru Emre Horoz (Konya)
13-Şehit Polis Memuru Hakan Tanrıkulu (Sinop)
14-Şehit Polis Memuru Hamdi Dikmen (Adıyaman)
15-Şehit Polis Memuru Hamit Şahin (Bayburt)
16-Şehit Polis Memuru Hasan Bilgin (Zonguldak)
17-Şehit Polis Memuru Haşim Usta (Şanlıurfa)
18-Şehit Polis Memuru Hüseyin Akyüz (Erzurum)
19-Şehit Polis Memuru Hüseyin Dalgılıç (Manisa)
20-Şehit Polis Memuru İlker Uylaş (Hatay)
21-Şehit Polis Memuru Mehmet Atıcı (Adana)
22-Şehit Polis Memuru Mehmet Taş (Şanlıurfa)
23-Şehit Polis Memuru Mehmet Zengin (Çorum)
24-Şehit Polis Memuru Metin Düzgün (Karaman)
25-Şehit Polis Memuru Murat Yılmaz (Muş)
26-Şehit Polis Memuru Mustafa Kemal Devrilmez (Yozgat)
27-Şehit Polis Memuru Mustafa Öztürk (Samsun)
28-Şehit Polis Memuru Oğuzhan Duyar (Konya)
29-Şehit Polis Memuru Okan Doğan (Adıyaman)
30-Şehit Polis Memuru Soner İdil (Van)
31-Şehit Polis Memuru Süleyman Sorkut (Şanlıurfa)
32-Şehit Polis Memuru Uğur Ülker (Eskişehir)
33-Şehit Polis Memuru Yakup Çapat (Malatya)
34-Şehit Polis Memuru Yasin İke (Kayseri)
35-Şehit Polis Memuru Enes Çiçek (Şanlıurfa)
36-Şehit Polis Memuru Osman Börklüoğlu (Kayseri)
37-Şehit Polis Memuru Tugay Can Kızılırmak (Kırşehir)
38-Şehit Polis Memuru Ufuk Bozgeyik (Gaziantep)
39-Şehit Polis Memuru Muammer Nacakoğlu (Yozgat)

Bu saldırı yalnızca canlarımızı değil, toplumun güven duygusunu da hedef aldı. Ertesi gün insanlar aynı yollardan geçerken içlerinde tarifsiz bir ağırlık, bir ürperti taşıdı. Polis teşkilatı, TİM-47’deki meslektaşlarının ardından oluşan boşluğun acısını yüreğinde taşıyarak görevine devam etti. İstanbul, her zaman olduğu gibi, derin yaralarını sarmayı ve yeniden ayağa kalkmayı bildi. Halk, kan vermek için hastanelerde uzun kuyruklar oluşturdu; şehit ailelerine destek olmak için seferber oldu. Meydanlarda buluştular, terörü lanetlediler ve tek bir sesle haykırdılar: “Unutmayacağız. Unutturmayacağız”

Sağduyu sahibi hiç kimsenin, İmralı’daki terör örgütü elebaşına “özgürlük” talep etme hakkı yoktur. Vatanın bağrında, bayrağımızın gölgesinde yatan 50 bin şehidimizi yok saymak kimsenin haddi değildir. Bilinmelidir ki, biz halk olarak acımızı sessizce yüreğimizde taşırız; ancak vakti geldiğinde bunun hesabını da sorarız.

Terör örgütü PKK’nın Beşiktaş saldırısı, çözüm sürecini baskı altında tutmak ve güvenlik güçlerinin hendek operasyonlarını durdurmak amacıyla gerçekleştirilmişti. Bu vahşet ne ilkti ne de son olacaktı. Olaydan yalnızca iki gün sonra, 12 Ocak 2016’da Sultanahmet Meydanı’nda; ardından 19 Mart 2016’da İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen intihar saldırılarında toplam 16 kişi şehit edildi. 7 Haziran 2016’da Vezneciler’de gerçekleştirilen intihar saldırısında ise 5’i polis, 7’si sivil olmak üzere 12 vatandaşımızı kaybettik.

Hepsinde geride canlar, acılar ve kapanmayan yaralar kaldı. PKK’nın kirli zihniyetine, insanlık düşmanı vahşetine lanet olsun. Bu ülkede kan döken, ocak söndüren, anaları ağlatan her terörist insanlığın düşmanıdır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Beşiktaş Dolmabahçe’de bize yaşatılan kara gece ve teröre destek verenler, milletimizin hafızasında sonsuza kadar lanetle anılacaktır.


***

Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser (E)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

II. MEŞRUTİYET’İN İLANI VE SİYASİ GELİŞMELER (1908 -1914)

TANZİMAT FERMANI (3 Kasım 1839)

ÜÇ ŞEHİT ÖYKÜSÜ (Polis Memurları Abdullah Bülbül, Mehmet Çolak ve Mustafa Kılıç’ın Anısına)