BİR ÖMRÜN İZİNDE: BAŞKOMİSER İHSAN YAZICI’YA ANMA

“İhsan abime saygı ve özlemle ithaf olunur”


1945 yılında Sivas’ın Suşehri ilçesine bağlı kadim Kösedağ eteklerinde dünyaya gelen merhum Başkomiser İhsan Yazıcı, çocukluk yıllarından itibaren dürüstlüğü, çalışkanlığı ve insana verdiği değerle çevresinin saygısını kazanan bir kişilikti. Anadolu’nun sade, temiz ve zengin kültürel dokusu içinde büyürken; vatan ve insan sevgisi onun karakterine derinlemesine işlemişti.

Genç yaşta meslek aşkıyla yola çıkan Yazıcı, 1970 yılında İstanbul’da Emniyet Teşkilatı’na katıldı. 34521 sicil numarasıyla başlayan bu yolculuk, sıradan bir kamu görevi değil; halkın güvenliği için verilen bir hayat mücadelesiydi. Tuttuğu her nöbette, katıldığı her operasyonda ve attığı her imzada, mesleğine duyduğu sorumluluk ve meslek onuru ön plandaydı.

1983 yılında Komiser Yardımcılığına terfi ederek sorumluluğunu büyüten Yazıcı; Diyarbakır, Kastamonu ve Aydın’da Lojistik Şube Müdürü olarak önemli görevler üstlendi. Bu görevler onun için sadece idari birer pozisyon değil; meslektaşlarına yol gösteren, genç polislere örnek olan bir liderlik alanıydı. Lojistiği yalnızca araç ve gereçlerin yönetimi olarak değil, teşkilatın ruhunu ayakta tutan bir omurga, personelin maddi destek alabildiği bir emniyet sandığı olarak gördü.

1996 yılında Aydın Polis Okulu’ndan emekli olduğunda; ardında yetiştirdiği genç meslektaşlar, kazandırdığı değerler ve gönüllere işleyen hizmetleri bıraktı. Emeklilik onun için bir kopuş değil, yeni bir başlangıçtı. Teşkilattan ayrılsa da gönlü ve ruhu her zaman mesleğin içinde kaldı. Aydın Polis Emeklileri Sosyal Yardım Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak dostluğu büyüttü, dayanışmayı güçlendirdi. Herkesin sevgiyle “Emmi” diye andığı, dernek başkanına her zaman en doğru yolu gösteren bir bilge kişiydi.

9 Aralık 2023’te Atatürk Devlet Hastanesi’nde hayata veda ettiğinde ardında yalnızca bir meslek hikâyesi değil; bir vefa, bir onur ve bir insanlık mirası bıraktı. Cenazesi, meslektaşlarının ve dostlarının duaları eşliğinde Suşehri’ne uğurlandı. Doğduğu topraklarda, Anadolu’nun bağrında, millete adanmış bir ömrün huzuruyla sonsuzluğa uğurlandı.

Başkomiser İhsan Yazıcı, Atatürk’e ve bayrağa duyduğu sarsılmaz sevgiyle Cumhuriyet polisliğinin en parlak örneklerinden biriydi. Onun adı, meslektaşlarının hafızasında dürüstlüğün ve vefanın simgesi olarak yaşamayı sürdürecek. Bıraktığı her anı, her öğüt ve her hizmet; gelecek nesiller için bir yol gösterici, bir vicdan pusulası olmaya devam edecektir.

***

Alper UZUNGÜNGÖR
Başkomiser (E)

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

II. MEŞRUTİYET’İN İLANI VE SİYASİ GELİŞMELER (1908 -1914)

II. MEŞRUTİYET’İN İLANI VE SİYASİ GELİŞMELER Osmanlı İmparatorluğu'nun zorlu durumdan kurtarılması çabalarından biri olan II. Meşrutiyet'in ilanının 113. yılına ulaşmış bulunuyoruz. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gayretleriyle gerçekleşen II.Meşrutiyet, anayasal düzene geçişin ve demokratik bir değişim hareketinin tarihsel belleğidir. İttihatçılar, Osmanlı'nın çöküşünü önleyemedikleri halde hem devlet hem de toplum yapısında köklü değişiklikler gerçekleştirmiş, imparatorluk ile cumhuriyet arasında bir kuvvetli bir köprü kurmuşlardır. Bu yazıda, II. Meşrutiyet sürecindeki siyasi gelişmeleri inceleyeceğiz. İttihatçı asker, aydın ve bürokratların devlet yönetiminde köklü değişiklik yapması zor olsa da imkânsız değildi. Meşrutiyet karşıtı güçlerin tepkilerine, savaşlara ve toprak kayıplarına rağmen devleti korumak, hürriyet ve demokrasi yolunda mücadele etmekten asla vazgeçmemişlerdir. Bu süreçte, temel hak ve özgürlüklerden eşit yurttaşlık ve laiklik anlayışına, milli eko...
Okuma

TANZİMAT FERMANI (3 Kasım 1839)

TANZİMAT FERMANI Bu yazıda, demokrasi tarihimizin önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen ve günümüzde de etkilerini sürdüren Tanzimat Fermanı'nı ele alırken Osmanlı İmparatorluğu'nun karşılaştığı zorlukları ve Tanzimat sürecinin getirdiği yenilikleri özetleyeceğiz. II. Mahmut'un verem hastalığından vefat etmesinin ardından, büyük oğlu Abdülmecid 1839 yılında tahta geçmiştir. Batı kültürüyle yetişen ve iyi derecede Fransızca konuşabilen 16 yaşındaki genç padişah, düşünce sorunlarıyla ilgilenmiş ve çağdaşlaşma yanlısı politikalar izlemiştir. Bu nedenle saltanatı boyunca ulema muhalefetiyle karşılaşmış, iş göremez duruma getirilmek istenmiştir. Sultan Abdülmecid, babası gibi devlet ve toplum hayatında reformlar yapılmasından yanaydı. Saltanatının ilk günlerinde Tanzimat Fermanı'nın (Adaletname) hazırlanması için Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa’yı görevlendirmiş ve bu konuda Fransızların 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'ni göz önünde bulundurma...
Okuma

ÜÇ ŞEHİT ÖYKÜSÜ (Polis Memurları Abdullah Bülbül, Mehmet Çolak ve Mustafa Kılıç’ın Anısına)

Bu yazı, bir ihbarla başlayan; üç ocağa düşen ateşle, üç vicdana kazınan acıyla son bulan gerçek bir olaydır. 2012 yılının Ekim ayında, Antalya’da üç kahraman polisimiz görev başında şehit düştü. Onların adını bilin, hikayelerini anlayın, derslerini unutmayın. Çünkü bu acı, yalnızca üç ailenin değil; hepimizin ortak sorumluluğudur. Takvimler 4 Ekim 2012 gününü, saatler 20.00’yi gösteriyordu. Polis telsizinden Antalya Muratpaşa İlçesi TRT Caddesi’nde, elinde silah bulunan şüpheli bir şahıs olduğu ihbarı geçti. Akşam görevindeki polislerin hiçbiri, karşılarında ruh sağlığı yerinde olmayan silahlı bir saldırgan olduğunu bilmiyordu. İlk olarak Yunus Timi Polis Memuru Mehmet Çolak ve mesai arkadaşı Fatih Dinç olay yerine ulaştı. Mehmet, motosikletini park etmeye çalışırken saldırganın açtığı ateşle vuruldu ve oracıkta şehit düştü. Arkadaşı Fatih ise devrilen motorun altında kalarak yaralandı. Saldırganlar, Mehmet’in silahını gasp ederek kırmızı bir otomobille kaçtı. Kentte geniş ç...
Okuma