İŞGALDEN KURTULUŞA BÜYÜK TAARRUZ



İŞGALDEN KURTULUŞA BÜYÜK TAARRUZ


Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusuna son darbeyi indirmek amacıyla 20 Ağustos 1922’de Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile birlikte kimseye belli etmeden Ankara’dan Akşehir’e giderek Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve diğer komutanlarla Büyük Taarruz planlarını gözden geçirmiştir.

22 Ağustos’ta üs bölgesindeki çadır karargahındayken başyaveri Salih Bozok’tan beklediği önemli haberi almıştır. “Doğu ve güney cephelerinden Batı Cephesine kaydırılan birlikler, gece yürüyüşünü tamamlamış, kaydedilen bölgelere yığınaklanmıştılar”. Bu gelişme üzerine denetim bahanesiyle 24 Ağustos’ta Şuhut’a geçmiş, kurmaylarıyla birlikte geç saatlere kadar durum değerlendirmesi yaptıktan sonra kesin kararını vermiştir.

Yunan ordusu, Afyon ve Kocatepe arasında kalan 25 km. genişliğindeki bir hat üzerinden çok hızlı ve çok sert bir şekilde vurulacaktır. 26 Ağustos günü sabahın ilk ışıklarında başlatılacak taarruz, düşman yok edilinceye kadar sürecektir. Bu arada Denizli ve Sarayköy’deki kuvvetler ile Afyon ve Konya arasındaki ihtiyat kolordusu tespit ettikleri düşmanı yanıltmak için eşzamanlı aldatıcı saldırılar yapacaktır. Ayrıca Kocaeli grubu, bölgesindeki Yunan kuvvetlerinin Marmara deniz irtibatını kesecektir. Keşif uçakları ise Yunan ordusunun ve demiryolundaki hareketleri raporlayacaktır.

25 Ağustos gecesi, Aziziye, Bolvadin ve Çay bölgesinde toplanan birliklerimiz ile Ilgın’daki süvari kolordumuz Ahır Dağını aşmış, Sincanlı Ovasını geçerek asıl taarruz bölgesine yanaştırılmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve kurmay heyeti, Şuhut’tan 14 kilometre uzakta ve 1800 metre yükseklikteki Kocatepe’ye yürüyerek çıkmıştır. Kuzey rüzgarının estirdiği soğuk rüzgar umurunda değildi. Gün doğumuna kadar Afyon Ovasını izlemiş, saat 05.30’da Türklerin kaderini değiştirecek Büyük Taarruz emrini vermiştir.

Top atışıyla ezilen Yunan mevzilerine yıldırım hızıyla saplanan piyadelerimiz, süngü hücumuyla ilerlerken süvarilerimiz bir sel gibi akarak iki parçaya ayırdığı düşmanın ikmal ve irtibat yollarını kesmiştir. Hazırlıksız yakalanan Yunan ordusu, altı saatte bozguna uğratılmıştır.

27 Ağustos’taki hücumla toparlanmasına fırsat verilmemiş, yeniden dağıtılmıştır. Bu sırada Kocatepe’den inerek Mehmetçikle beraber savaşan Mustafa Kemal Paşa da bu kahramanlık destanına bütün gücüyle destek vermiştir.

28 Ağustos’ta bir kez daha taarruz edilmiştir. Bu kez direnci hepten kırılan Yunan ordusunun bel kemiğini oluşturan iki kolordusu, çaresiz bir halde mevzilerini bırakarak Kütahya Dumlupınar’a doğru kaçmak zorunda kalmıştır.

29 Ağustos’ta Afyon’a gelen Mustafa Kemal Paşa, kesin bir zaferle muharebeyi bitirme kararı almıştır. Aynı gün 50 kilometre yol kat ederek Dumlupınar’a gelmiş ve bizzat komuta edeceği Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin hazırlıklarını tamamlamıştır.

30 Ağustos günü saat 14.00’te Mustafa Kemal Paşa’nın komutasındaki ordumuz, Dumlupınar ovasından hücuma geçmiştir. Bu son muharebeyle dört bir tarafından sarılan Yunan ordusu, akşam saatlerine kadar süren çarpışmalarla tamamen yok edilmiş, sağ kalanların bir kısmı teslim alınmış bir kısmı İzmir’e kaçmıştır. General Trikopis ve General Diyenis ise Murat Dağı yakınlarında maiyetiyle birlikte İzmir’e kaçmak isterken esir alınmıştır. Bundan sonrasında savaş, kaçma kovalamacaya dönüşmüştür. Yunan ordusu, İzmir’e geri çekilirken Batı Anadolu’yu büyük ölçüde yakıp yıkmış, sivil halkı hunharca katletmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde kazanılan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, işgalden kurtuluşa giden yolda bir dönüm noktası olmuş ve Anadolu’yu Türklerin vatanı haline getirmiştir.

Alper UZUNGÜNGÖR



***