19 MAYIS 1919



ATATÜRK 19 MAYIS 1919’A KADAR GEÇEN
BİR YIL İÇİNDE NELER YAŞADI?


Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birisi de şüphesiz 19 Mayıs 1919’dur. Bu yazımızda Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olan Samsun’a gelişinden bir yıl geriye gidecek ve 16 Mayıs 1919’a kadar yaşanan olaylar üzerinde duracağız.

Mustafa Kemal Paşa, I.Dünya Savaşı’nın Çanakkale cephesinde kazanılan zaferin baş mimarıydı. Edirne, Diyarbakır ve Filistin’deki komutanlık görevlerinden sonra İstanbul’a gelmiş, padişah Reşat’ın hastalığı nedeniyle gidemediği Almanya seyahatine veliaht Vahdettin’le birlikte çıkmış, beş hafta süren ziyaretin sonunda 5 Ocak 1918’de İstanbul’a dönmüştür.

1914’te başlayan büyük savaşın sonlarıydı. Filistin Cephesi ve Yıldırım Orduları Grup Komutanı General Falkenhayn, İngiliz ordusu ve Arap kabilelere karşı büyük kayıplar verdiğinden 25 Şubat 1918’de komutanlıktan istifa etmiş, yerine General Liman Von Sanders getirilmişti.

Almanya seyahatinden dönen Mustafa Kemal Paşa da Sina, Filistin ve Suriye cephelerinde savaşan 7’nci Ordu komutanlığına ikinci kez atanmış ve 1 Eylül 1918’de Nablus’a gelerek Nihat Paşadan komuta görevini teslim almıştır. Liman Paşa ile görüşerek moralsiz, perişan ve cephanesiz durumdaki birlikleri, Sina Çölü kıyısından ve Şeria Vadisinden çekilmesinden karar vermiştir. Ancak erken davranan İngiliz ordusu ve Arap isyancılar, 19 Eylül 1918’de taarruza geçerek Yıldırım Ordularını bozguna uğratmıştır. Nasıra’daki komutanlık karargahı ile Filistin ve Ürdün’ü tamamen ele geçirmiş, takip harekatıyla Suriye’ye girmiştir.

Geri çekilen orduyu toparlamak ve yeniden düzenlemek için önlemler alan Mustafa Kemal Paşa, 5 Ekim 1918’de İngiliz ordusunu ve Arapları, Halep’in kuzeyinde kurduğu ve İskenderun’dan Beylan ve Antakya’ya, Dayr Jamal’dan Telrifat’a kadar uzanan savunma hattında durdurmuş, Anadolu’ya girmelerine izin vermemiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın bu başarısı, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalamasıyla sekteye uğramıştır.

Limni Adası Mondros Limanında imzalanan teslimiyet antlaşmasının sebepleri arasında; saltanatın tehlikeye girmesini, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal krizi, savaşlar ve toprak kayıplarını, Talat Paşa hükümetin istifasını ve yeni hükümet kurulamayışını, Arapların cephe bölgelerinde mandacı devletler kurup bağımsızlıklarını ilan etmesini, Fransız savaş gemilerinin İskenderun Körfezine girerek bölgeyi bombardıman altına almasını gösterebiliriz.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın şartları uyarınca silahsızlandırılıp terhis edilen Osmanlı ordusunun komutanları, geldikleri başkent İstanbul’daki İngiliz işgalini izlerken hiç kimsenin hesaba katmadığı Mustafa Kemal Paşa, bir kez daha tarih sahnesine çıkmıştır. 13 Kasım 1918’de Filistin’den İstanbul’a gelmiş, Şişlide kiraladığı üç katlı evinde okul günlerinden, harp akademisinden, cephelerden ve Jön Türk hareketinden tanıdığı arkadaşlarıyla buluşup ülkeyi işgalden kurtarmaya odaklanmıştır.[1]

Ancak Damat Ferit’in 14 Mart 1919’da başbakanlığa atanmasıyla İstanbul’daki siyasi mücadeleden umudunu kesmiş, kurtuluşun tek çaresi olarak Anadolu’dan gerçekleştirilecek bağımsızlık savaşında karar kılmıştır.

Kesin bir zafere ulaşmak için öncelikle ordunun dağılmasını durduracak ve ülkesini sonuna kadar savunacak silah arkadaşlarını, kritik görevlere atamaya çalışmıştır. Bu konuda Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Genelkurmay Başkan Yardımcısı Kazım İnanç ile Genelkurmay Şube Müdürü İzzettin Çalışlar’ın desteğini almıştır.

Böylelikle Kazım Karabekir Paşa; Erzurum 15.Kolordu Komutanlığına, Refet Bele Paşa; Sivas 3.Kolordu Komutanlığına, Ali Fuat Cebesoy Paşa; Ankara 20.Kolordu Komutanlığına, Kazım Özalp Paşa; Gelibolu Tümen Komutanlığına, Yarbay Halit; Kocaeli Grup Komutanlığına (Geyve) getirilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, umduğu atamaların gerçekleşmesi ardından seyahat özgürlüğünün yasak olduğu başkent İstanbul’dan Kocaeli’ye gitmenin hazırlığı içindeyken önünde beklenmedik bir tarihi fırsat açılmıştır.

İngilizler, Damat Ferit hükümetine, silahlı Müslüman güçlerin Samsun ve çevresinde gayrimüslimlere saldırdığını belirten bir nota vererek, gerekli tedbirlerin ivedi alınmasını talep etmiştir. Hükümet ise geniş yetkilerle donatılmış askeri bir müfettişinin Samsun’a giderek inceleme yapmasını kararlaştırmış, görevlendirilecek isim tasarlandığı gibi Mustafa Kemal Paşa olarak belirlenmiştir.

30 Nisan 1919 tarihli seniye ile 9.Ordu Müfettişliğine atanan Mustafa Kemal Paşa, Albay Kazım İnanç’la beraber şark vilayetlerindeki askeri makamlara, vali ve kaymakamlara emir verme yetkisine haiz görev talimatnamesini hazırlamıştır. 6 Mayıs 1919’da ilgili birimlere gönderilen talimatın ardından birlikte görev yapacağı personel, araç ve lojistik donanımı belirtir talep listesini Genelkurmay Başkanlığına teslim etmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın karargahında Kurmay Albay Refet Bele, Kurmay Albay Kazım Dirik, Dr.Albay İbrahim Tali Öngören, Kurmay Yarbay Mehmet Arif Örücü, Dr.Binbaşı Refik Saydam, Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede, Kurmay Binbaşı Kemal Doğan, Yüzbaşı Cevat Abbas Gürer, Yüzbaşı Mümtaz Tünay, Yüzbaşı İsmail Hakkı Ede, Yüzbaşı Ali Şevket Öndersev, Yüzbaşı Mustafa Vasfi Süsoy gibi isimler yer almıştır.[2]

11 Mayıs 1919’da Başbakan Damat Ferit’ten İngiltere temsilcisinin onayladığı boğazlardan serbest geçiş (vize) dosyasını teslim almış, 13 Mayıs 1919’da Bandırma vapuru kaptanı ile rotayı, mürettebatı ve gemiyi görüşmüş, 16 Mayıs 1919’da öğle saatlerinde Yıldız Sarayı'nda Padişah Vahdettin tarafından kabul edilmiştir. Padişah, “Paşa, İngilizlerin beklentilerine ancak sen cevap verirsin. Git! Sarayı ve hanedanı kurtar” sözleriyle başarı dilemiştir.

İngiliz istihbaratına karşı önlem olarak padişahla görüşeceği gün yola çıkma kararı almış ve ilgililer dışında hiç kimseye bilgi verilmemiştir. Nitekim padişahla buluşması ardından hiç kimsenin ummadığı bir anda Şişlideki evine giderek annesi ve kız kardeşiyle vedalaşmış, saatler 14.50’yi gösterirken Galata rıhtımından sevk motoruna binmiş ve Kız Kulesi açıklarında bekleyen Bandırma vapuruna çıkmıştır.

19 Mayıs 1919 sabahı erken saatlerde Tütün İskelesinden Samsun’a ayak bastığında Türk halkı, destansı zaferlerini ve özgürlüğünü kazandıracak eşsiz önderiyle kucaklaşmıştır.

Alper UZUNGÜNGÖR

***

Kaynaklar:

(i) Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Ankara, y.2022.
(ii) Cevat Abbas Gürer, Cepheden Meclise Büyük Önder, T. İş Bankası Kültür Yayınları, y.2018.
(iii) Walter F. Weiker, Kemal Atatürk'ün Yakınları, y.1970, TTK (https://kutuphane.ttk.gov.tr).

Dipnotlar:

[1]Kurtuluş savaşının ilk karargah evinde toplananlar Mustafa Kemal Atatürk, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Refet Bele Paşadır. Kurtuluş savaşı sona erdikten sonra bu kadronun her biri Atatürk’ün siyasi alanda rakibi haline gelmiştir.

[2]Binbaşı Cevat Abbas Gürer, Savaş Bakanı Şakir Paşa’nın damadı ve Mustafa Kemal Paşa’nın yaveridir. Ayrıca İçişleri Bakanı Mehmet Ali (Gerede) Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy’un eniştesidir. 9.Ordu Müfettişi olarak Samsun’a atanmasında etkisi olduğu söylenir.