AYDIN EMNİYETİNDEKİ FETULLAHÇI POLİSLER



AYDIN EMNİYETİNDEKİ FETULLAHÇI POLİS MÜRİTLER


1980 askeri darbesinden sonra anayasal düzene geçişle birlikte siyasi partiler kurulmuş, meclis açılmış, seçimler yapılmıştı. Bu topraklarda yüzyıllardır var olan tarikat ve cemaatlerde boş durmamış, cumhuriyetle birlikte zayıflayan gerçekliklerini savunmak ve devleti ele geçirmek üzere hareketlenmiştir.

Bu dini yapılar arasında bulunan ve İslam’a hizmetkar cemaat görüntüsü vermeye özen gösteren, gerçekteyse dini kavram ve değerleri kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) de boş durmamış, siyasi partilerin yönetimlerine sızmış, mürit ve yandaşlarını kamu kurumlarına yerleştirerek bürokratik ve siyasi güç kazanmıştır.

Ekonomik gücünü ise inşaat, gıda, turizm, dış ticaret, tekstil, kimya, teknoloji, elektronik, finans, bankacılık, madencilik, enerji, doğalgaz, makine, medikal, yayıncılık, matbaacılık, yapımcılık, basın, TV, film, müzik gibi hemen her alanda kurduğu şirketlerden kazanmıştır. Ayrıca gerek yurt içi ve gerek yurt dışındaki STK’larıyla ‘hizmet hareketi’ niteliğine bürünmüş, yurt dışına açılmıştır. Himmet adı altında toplanan yardım paralarıyla tefecilik yapmıştır.[1]

1990’lı yıllarda hedeflediği siyasi, ticari ve bürokratik güce ulaştıktan sonra iktidarı ele geçirip Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, dini anlayışına uygun bir devlet düzeni kurmak üzere eylem planı düğmesine basmıştır. Ne meclis ne hükümet ne de bakanlıklar irtica sorununu kökten çözecek etkili bir tedbir almamıştır. Gelişmelerden haberdar vatandaşlar ise yaşananları dehşet ve korkuyla izlerken Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından hazırlanan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ uygulamaya alınmış, fakat kamuoyundan yeterli desteği görmemiştir.

1995-2002 arası dönemde tarikat ve cemaatlerin dershane, okul, yurt, pansiyon, dernek, vakıf, şirket, kutsallık misyonu yükledikleri hücre evi ve mescitleri basılmıştır. Bankacılık faaliyetleri ve finans hareketleri denetlenmiş, ruhsat ve izin belgeleri gözden geçirilmiş, gerekiyorsa iptal yoluna gidilmiştir. Kredi, teşvik ve destekleri kısıtlanmış, elebaşlarını tespit adına güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yönetmeliği yeniden hazırlanmıştır. Anayasa’nın 174.Maddesi ile korunan devrim yasalarına işlerlik kazandırılmıştır. Memurluğa atama ve görevde yükselme konularında kanun ve yönetmelikler çıkartılarak merkezi sınav sistemi getirilmiştir.

Ancak yaşanan ekonomik ve siyasi kriz, parlamentodaki bitmek bilmeyen kargaşa, basiretsiz yöneticilerin tutumu, yerel siyasetçilerin bilgisizliği ile genel müdür, müfettiş, denetçi, uzman, hâkim, savcı, asker, polis ve il müdürü gibi devlet görevlisi kişilerin FETÖ’ye sağladığı destekler irticayla mücadeleyi sekteye uğratmıştır.

Devlet, irticai yapılar karşısında o kadar etkisizdi ki FETÖ’cü memurların cezalandırılması yerine ödüllendirildiği görülmüştür. Örneklersek Aydın Valiliği İrticayla Mücadele Komisyonda görevli FETÖ’cü bir emniyet müdür yardımcısı, 2001 yılında komisyondaki görevinden almışsa da ödüllendirilmesi gecikmemiş, İl Emniyet Müdürü yapılmıştır.[2]

Söz polisten açılmışken buradan devam edeceğim. 1990’lı yıllar FETÖ/PDY müridi polislerin meslekte yükselerek önemli mevkileri ele geçirdiği yıllardır. Bu dönem aynı zamanda faili meçhul cinayetlerin arttığı, terör ve kaçakçılıkla, rüşvet ve yolsuzlukla mücadelenin yetersiz kaldığı, başka bir ifadeyle polisliğin kan kaybına uğradığı yıllardır.

90’lı yılların sonunda Ankara polisi, emniyet içindeki FETÖ/PDY polis örgütlenmesini açığa çıkartmış ve harekete geçmiştir. Ancak gizli bir elin devreye girmesiyle operasyon iptal edilmiş, karşı harekete geçen FETÖ’cü polis, savcı ve yargıçlar; kendilerine operasyon planlayan FETÖ karşıtı polisleri ‘Tele Kulak’ ismi verilen karşı bir operasyonla etkisizleştirip tutuklamıştır.[3]

FETÖ/PDY müridi polislerin bir sonraki hamlesi 2000’li yıllarda gelmiştir. FETÖ’nün devlete karşı koyduğu bu yıllarda örgüt, ‘dindar ve çalışkan polis’ diyerek tanıttığı mensuplarını, artık gizli değil açık bir şekilde emniyetin her kademesine yerleştirmiştir.

Tarihin bu anında örgütün Aydın emniyetindeki polis maskeli müritlerini hatırlatmak gerekiyor. Bunlar arasında İstihbarat Müdürü CC, Asayiş Müdürü ŞZ, Personel Müdürü Sİ, Cinayet Büro Başkomiseri İH ile hakkında dava açılmadığı için mesleki bağı koparılmayan kripto FETÖ’cü emniyet müdür yardımcısını sayabiliriz. Bu arada FETÖ/PDY, kimi açıktan kimi zaman gizliden Aydın emniyetindeki yapılanmasını tamamlarken polislerin ense tıraşı ve pantolon ütüsüyle uğraşan İl Emniyet Müdürü CD’nin vurdumduymaz tutumunu başka bir yazıda açıklayacağım.[4]

Aydın emniyetinin FETÖ’cü polisleri o kadar kontrolden çıkmıştı ki gerek polis okulu spor salonunda ve gerekse müdüriyet alanlarında yaptıkları cemaat toplantılarında dini istismar ederek açıktan cumhuriyet devleti aleyhine çalışılmıştır. Polislerden çocuklarını FETÖ’nün okullarına göndermeleri, FETÖ’cü iş yerlerinden alışveriş yapmaları, himmet toplantılarına katılmaları, şüpheli duruma düşerek gözaltına alınan FETÖ’cü esnaf, tacir, iş insanı ve zanaatkar gibi kişilere karşı çok daha saygılı olmaları dayatılmıştır. Ayrıca saflarına çekemedikleri Atatürkçü polisleri, mobbing yöntemleri ve disiplin cezalarıyla yıldırmış, emekliye zorlamışlardır.

Aydın Emniyeti’nin 2005’ten itibaren FETÖ’nün emrine girmesinde devletin kimsesizler yurdunda büyütülen ve polis teşkilatında görevlendirilen Personel Müdürü Sİ’nin eline hiç kimse su dökemez. Bu şahıs FETÖ’ye öylesine kusursuz hizmet etmiştir ki ‘bizden değildir’ denilen her polisi, biçerdöver gibi hem kesmiş hem de ezmiş, bu hizmetlerinin karşılığında İl Emniyet Müdürü gibi görev yapmıştır.

2000’li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine kendi siyasal ve dini anlayışına uygun paralel devlet yapılanmasını kuran Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY), devlet kurumlarını alenen yönetir konuma gelmişti. Fakat 2014 yılı milatları olmuştur. Devletin FETÖ’ye yönelik ikinci müdahalesi, FETÖ’cü savcıların 17 Aralık 2014’te başlattığı soruşturmalardan sonra gelmiştir. Yurt genelinde Fetullahçı Terör Örgütü üyelerine karşı ikinci kez müdahale edildiğinde Türkiye, 15 Temmuz 2016 günü FETÖ darbe girişimiyle karşı karşıya kalmıştır.

Türk demokrasisi ve Türk devletini hedef alan bu hain girişim, Türk halkının ve Atatürkçü subay ve polislerin destansı direnişiyle geri püskürtülürken emniyet içinde 71’i İl emniyet Müdürü 32 bin emniyet mensubu, bu örgütle irtibatı nedeniyle görevden uzaklaştırılmış, açığa alınmış veya tutuklanmıştır. Fakat çok şey değişmemiş, hain çark yeniden dönmeye başlamıştır.

Alper UZUNGÜNGÖR



***

Dipnotlar:

[1] Örgütün müritleri ‘kutsiler’, ‘ruhani timler’, ‘ışık süvarileri’, ‘rabbaniler’, ‘ikinci sahabe nesli’, ‘sonsuz nur rehberleri’ gibi sıfatlarla tanımlanmıştır.

[2] FETÖ’cü vasfıyla öne çıkan istihbaratçı müdür ŞRM, geç te olsa dönemin Aydın Emniyet Müdürü CD’nin tensibiyle pasif görev kabul edilen Aydın Polis Okuluna tayin edilmiştir.

[3] FETÖ’nün polis yapılanmasına yönelik operasyonu planlayan kilit isimler arasındaki merhum Emniyet Müdürü Mehmet Rüştü Yetginbal’ı saygı ve rahmetle anıyorum.

[4] Aydın Emniyetindeki FETÖ’cü polislerin cezaevinden çıktıktan sonra tekrar Aydın’da bir araya geldiklerini ve hatta içlerinden birisinin emniyetteki bazı şube müdürüyle yakın ilişki kurduğu bilgisi verilmiştir.