1915 ÇANAKKALE ZAFERİ



ÇANAKKALE ZAFERİ


108 yıl önce İngiliz donanmasını Çanakkale’de Boğaz sularına gömdüğümüz günün yıl dönümünü kutluyoruz. 1914 yılı kasım ayı sonlarında Çanakkale Boğazı önlerine demirleyen İngiliz donanması, boğazın girişi ve iki kıyısındaki Türk mevzilerini uzun menzilli toplarıyla ateş altına almıştı. Tabya ve bataryalarımızı susturduktan sonra Marmara denizine dolduracağı gemilerle Beşiktaş İskelesinden karaya çıkarak başkent İstanbul’u ele geçireceklerdi. Fakat İngilizlerin denizde ve su altında, karada ve havada günlerce süren her saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmış, ağır kayıplar verdikleri için geri çekilmiştir.[1]

İngilizlerin deniz gücü; 6 zırhlı, 4 kruvazör, 14 destroyer, 21 mayın tarama gemisi, otuzdan fazla bot, muhrip ve gambot ile çeşitli destek gemileri yanı sıra 7 denizaltıydı. Hava gücü ise 50’ye yakın uçaktan oluşuyordu. Osmanlı Devleti ise 4 mil uzunluğunda ve 1 mil genişliğindeki Boğaz çevresinde 5.Ordu’ya bağlı kuvvetlerle savunma yapmıştır. Hava gücü olarak Almanların bağışladığı 4 savaş uçağı, 2 Alman denizaltısı, 2 mayın gemisi, boğazın iki yakasında konuşlu eski teknoloji, 280 kara topu ile makineli tüfeklere sahipti.[2]

Zaman zaman boğazın orta yerine kadar ilerleyen İngiliz donanması, 18 Mart 1915 günü saat 10.30’da tüm gücüyle bir kez daha saldırmıştır. Ancak Nusret’in döşediği mayınlar ve Türk topçusunun ateşiyle en büyük iki gemisinin batırılması üzerine deniz savaşından çekilerek boğazın önünden ayrılmıştır. Boğazlar, İstanbul ve Karadeniz hedefinden vazgeçmeyen İngilizler, 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadasının iki yakasından karaya çıkardığı askerlerle yeniden saldırıya geçmiştir. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal, düşman saldırısını haber alır almaz emrindeki 57.Alayla birlikte Kemalyeri’ne gelmiştir. Seddülbahir ve Arıburnu cephelerinin komutasını ele almış, “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!” seslenişiyle savaşın gidişatını değiştirmiştir. Albay Halit Sami ve Binbaşı Sabri’nin olağanüstü çabası ve aralarında Bigalı Mehmet Çavuş ile Seyit Ali Onbaşı’nın da bulunduğu çok sayıda Mehmetçiğin kahramanlıkları düşman ilerlemesini imkansız hale getirmiştir.[3]

İngiliz General Hamilton, dört ay süren Gelibolu Savaşından sonuç alamayınca yeni bir saldırı planlamıştır. Buna göre Saros Körfezi sahilinden Mehmetçiğin gerisine sarkacak, kuşatma harekatıyla Türk tahkimat ve bataryalarını susturup donanmanın yolunu açacaktı. İngiliz karargahının beklediği takviye birliklerin ağustos başında Saros Körfezine gelmesiyle düğmeye basılmış, 5 Ağustos 1915’te dünya savaş tarihinin en büyük amfibi çıkarması, Anafarta’ya yapılmıştır.

Alman istihbaratı, Osmanlı karargahını en az bir hafta önceden alarma geçirmesine rağmen, çıkarmanın yeri hakkında bilgi verememiştir. Osmanlı’nın Çanakkale Savaşları komutanı Mareşal L.V. Sanders ise Mustafa Kemal’in bildirdiği Anafartalar sahilinde değil karargahtaki subayların telkiniyle Boğaz’ın iki yakasında önlemler aldırmıştır.

İngiliz donanması, 4 Ağustos’ta boğaz girişinde aldatıcı ve göstermelik bir saldırı gerçekleştirirken gece yarısından sonra Anafartalar sahiline çıkmış, derhal saldırıya geçerek Anafarta, Arıburnu ve Kabatepe’deki Türk cephelerini tek tek ele geçirmiştir. Saroz grubu komutanı Albay Ahmet Fevzi Bey, düşmanın ele geçirdiği mevzileri geri almak üzere aynı gün bölgeye gelmişse de ani bir saldırı yerine askerin dinlenmesini yeğlediğinden görevden alınmıştır. Aynı gün tüm Çanakkale askeri birlikleri, Anafartalar Grubu komutanlığına atanan Albay Mustafa Kemal'in komutasına verilmiştir. Hazırlıklarını kısa sürede bitiren Mustafa Kemal, 9 Ağustos’ta karşı taarruza geçmiş, tarihe "Anafartalar Zaferi" adıyla geçen muharebelerden zaferler çıkarmıştır.

Anafarta zaferinden hemen sonra Kocaçimen Tepesi ile Conkbayırı cephe hattına geçerek buradaki birliklerle düşmana, 5 gün boyunca süngü hücumuyla saldırmıştır. Conkbayırı, Tekketepe ve Kireçtepe savaşları peş peşe kazanılmış, son büyük zafer de 21 Ağustos’taki düşman saldırısının 29 Ağustos 1915’te geri püskürtülerek Kayacıkağılı, İsmailoğlu ve Yusufçuktepe mevzilerinin geri alınmasıyla kazanılmıştır. Tarihte Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılan “İkinci Anafarta Zaferi” adıyla geçen bu muharebelerden sonra bölgede önemsenecek herhangi bir ciddi düşman saldırısı olmamıştır.

Taraflar durgunluk ve beklenti içindeyken hem mevzilerini sağlamlaştırmış hem de siper savaşı şeklinde 10 Aralık 1915’e kadar çatışmıştır. Bu tarihten sonra mevzilerini hızla terk eden İngilizler, son askerini de 9 Ocak 1916’da çekerek Çanakkale’den ayrılmıştır. Türk tarihinin en büyük Çanakkale Deniz ve Kara Savaşlarında 57 bin Mehmetçikle beraber bir kuşağın öğrencileri şehit verilerek Türkiye’nin düşmesi engellenmiştir.[4]

Alper UZUNGÜNGÖR

***

Kaynakça:

(i) İbrahim Yıldırım, Çanakkale Muharebelerinde Zayiat ve Zehirli, Boğucu Gaz Kullanılması, Makale,2016, Erişim Tarihi:08.02.2023 (https://dergipark.org.tr).
(ii) Cemalettin Taşkıran, 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşı, Makale, Erişim Tarihi:08.02.2022 (https://www.atam.gov.tr).
(iii) 100’üncü Yılında Çanakkale Zaferi Sempozyumu Bildiri Kitabı, y.2015, Erişim Tarihi:25.07.2023, (https://www.msu.edu.tr)
(iv) Emine Sonnur Özcan, Tübitak, Bilim ve Teknik Dergisi, Çanakkale Savaşlarında Kullanılan Havacılık Teknolojisi, Nisan, 2013.

Dipnotlar:

[1] İngilizler, Çanakkale yenilgisinden üç yıl sonra amacına ulaşmış ve 1918’de İstanbul’u işgal etmiştir.
[2] Bu uçakların yarıya yakını Türk topçusu ve makineli tüfek ateşiyle düşürülmüştür.
[3] 19. Tümen, 57. Alay ve iki Depo Alayı'ndan oluşmaktaydı. 57 ci Alay, Anzak askerlerinin çıkartma yaptıkları Arıburnu’nda tümüyle şehit olmuştur.
[4] Almanlar Osmanlı’nın yanında savaşan 517 askerini kaybederken İngilizler 34 bin ölü, 86 bin kayıp, esir ve yaralı zayiatı vermiştir.