1919 MİLLİ MÜCADELEDE AYDIN SAVUNMASI



MİLLİ MÜCADELEDE AYDIN SAVUNMASI


Batı Ege’de zulme ve zorbalara başkaldırıp dağlara yerleşen Zeybekler, Yunan işgaline direnerek zafere eşsiz bir katkı sağlamışlardı. Bu bakımdan Aydınlı Yörük Ali Efe'nin, Demirci Mehmet Efe’nin ve kızanların destansı kahramanlıklarını unutamayız. Bu yazımızda Aydınlı Efelerin Kuvayı Milliye Kuvvetleriyle birlikte Aydın’ı nasıl savunduklarını ve Kurtuluş Savaşına sağladıkları katkıyı açıklayacağız.

Birinci Dünya Savaşının üstün devletleri, 18 Ocak 1919’da Paris’te düzenledikleri konferansta, Trakya ve Anadolu'yu kendi mülkleriymiş gibi paylaşırken İzmir’i, Yunanistan’a bırakmışlardı. Bu haberi duyunca sandalyesinden fırlayan Yunanistan Başbakanı Venizelos, Batı Ege topraklarının ülkesinin doğal bir parçası (Megali İdea) olduğunu, Osmanlı tebaası Rumlara özgürlük tanıyacağını, Batı Ege’de asayişin sağlanması için askeri bir harekat gerçekleştireceğinin ipuçlarını vermişti.

Damat Ferit’in kurduğu Heyeti Nasiha (Akiller) Üyeleri, Aydın vilayet merkezi İzmir’e gelmiş, Aydın ve İzmir’de şehrin ileri gelenleriyle birlikte cami, çarşı ve pazarları gezerek halkı, düşmana karşı iyi davranmaya teşvik etmiştir. Heyeti Nasiha, çalışmasını tamamlayıp Aydın’ı terk ettikten sonra Selanik’ten hareket eden Yunan çıkartma gemileri, anlaşma devletlerinin yardımıyla 13 Mayıs 1919’da İzmir Limanına demirlemiştir. 15 Mayıs 1919’da karaya ayak basan Evzon alayını durdurmak isteyen İzmir halkı, ilk 48 saat içinde 2 binden fazla şehit vermiştir. Milne hattını umursamadan ileri yürüyüşüne devam eden Yunan ordusu aynı gün Germencik’i, 27 Mayıs’ta Aydın’ı, 3 Haziran’da Sultanhisar ve Nazilli’yi tek bir kurşun dahi atmadan teslim almıştır.[1]

Aydın’ın en ufak bir direniş göstermeden düşman eline geçmesinin elbette önemli sebepleri vardır. Müftü Mahmut Efendi ve Belediye Başkanı Emin Bey, 57.Tümen Komutanı Albay Mehmet Şefik'in silah teklifini reddetmişlerdir. Bu kadarla yetinmeyen işbirlikçi Aydın Belediye Başkanı, ihanetin en canlı örneğini gerçekleştirmiş ve İzmir’deki Yunan karargahına telgraf çekerek Aydın halkının işgale rıza gösterdiği bilgisini vermiştir. Germencik, Aydın ve Nazilli demiryolu hattı ile Büyük Menderes Nehrinin kuzeyinde konuşlanan Yunan ordusundaki subayların ilk işi, komutanları Albay Zafiriu’nun emirlerini yerine getirmek ve işgalin güvenliğini sağlamak uğraşı olmuştur.[2], [3]

Bu kapsamda askeri birlik ve karakollardaki silah ve cephaneyi teslim almışlardır. Kamu kurumları, okul ve fabrikalara el koymuşlar, seyahat ve ticareti kısıtlamışlardır. Ev ve işyerlerine Yunan bayrağı çektirmişler, sokak levhaları ve işyeri isimlerini Grekçe yazdırmışlardır. Arıca Evzon devriyelerine kurşuna dizerek yargısız infaz yetkisi vermişler, şehrin yüksek mevkilerine makineli tüfek, Türk Mahallelerin girişine top bataryası kurmuşlar, Rum çetelerine Türkleri göçe zorlayacak saldırılara devam etmelerini bildirmişlerdir.

Aydın’ın işgal edilişi üzerinden on gün geçmişti ki Yunan zulmü, kenti cehenneme çevirmiş, katledilen sivillerin sayısı 500’e yükselmiştir. Çaresiz ve perişan durumdaki halkın beklediği sesleniş, Havza’dan gelmiştir. Atatürk, 28 Mayıs 1919 tarihli Havza Genelgesiyle valilik ve ordu komutanlıklarına gönderdiği telgrafla halkın katılacağı milli mücadeleye başlanılması, işgalci güçlere karşı tepki gösterilmesi talimatını vermiştir. Bunun üzerine 57.Tümen Komutanı Albay Mehmet Şefik ile Yarbay Mazhar, Binbaşı İsmail Hakkı, Binbaşı Hacı Şükrü, Binbaşı Avni, Yüzbaşı Selahattin, Yüzbaşı Faik, Yüzbaşı Nuri, Üsteğmen Tevfik, Teğmen Kadri, Teğmen Şerafettin gibi subaylar, 1919 yılının haziran ayında Aydın Milli Cephesini kurmuştur.[4]

Bu cephenin sivil kadroları arasında; Asaf Gökbel ile Müdafai Hukuk Cemiyeti Şube Başkanı Fuat Şahin Erlaçin, Avukat İlhami ve Ethem Beyler, Bosnalı Sabuncu Muharrem Beyin yanı sıra din adamları Ahmet Hulusi Efendi, Bozhöyüklü Hacı Süleyman Efendi ve Gümülcineli Esat Hoca yer almıştır. Aydın Milli Cephesinin komutanlığı Yörük Ali Efe’ye verilirken Köşk ve doğusundaki birliklerin komutanlığına Demirci Mehmet Efe getirilmiştir. Menderes Tümen Komutanlığını Yüzbaşı Nuri Bey, Aydın Alayı Komutanlığını Yüzbaşı Fikri Bey, cephenin Topçu Komutanlığını ise Binbaşı İsmail Hakkı Bey üstlenmiştir.[5]

Ayrıca Mesutlulu Mestan Efe, Sancaktarın Ali Efe, Emir Ayşe Efe, Sökeli Cafer Efe, Kozalaklı Mehmet Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Kara Durmuş Efe, Danişmentli İsmail Efe, Salavatlı Halil İbrahim Efe ve Çakırcalı’nın akrabası Gökçen Efeyle isimlerini burada sayamadığımız efeler cepheye katılmıştır. Aydın Milli Cephesi’nin kahramanlarından birisi de Sarayköy’deki Karakol Amirliği görevinden ayrılarak eli silah tutan arkadaşlarından kurduğu müfrezeyle önemli yararlıklar gösteren Ödemişli Polis Komiseri Ahmet Hamdi beydir.

Aydın Milli Cephesi’nin düzenlediği bütün baskın ve pusular, Yunan ordusunun ilerlemesini yavaşlatmak ve durdurmak için Albay Mehmet Şefik Aker’in gözetiminde yapılmıştır. İlk saldırı, 15 Haziran 1919 gününün sahur vakti, Malgaç demiryolu köprüsü ve yakınındaki Yunan Çadır Karakoluna hedef alınarak gerçekleştirilmiştir. Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efenin komutasındaki zeybek ve müfrezeler ile Kuvayı Milliciler, düşman karargahını yerle bir etmiş, Malgaç köprüsünü havaya uçurmuştur. Bu baskını, Erbeyli, Tellidede ve Kızılçay pusuları izlemiştir.

28 Haziran 1919’da Çine ve Yenipazar’dan gelen zeybeklerin katılımıyla tekrar harekete geçen Aydın Milli Cephesi, “Aydın Savunması” ismiyle anılan saldırıyı gerçekleştirmiştir. İşgal ordusunun Aydın ve çevresindeki kışla, karargah, karakol ve ağır makinalı tüfeklerle teçhiz edilmiş mevzileri yoğun ateş altına alınmış, Menderes Bulvarı (Ağaçarası)’nda, İstasyon Meydanı (Sobuca Kapısı Mezarlığı)’nda, Topyatağı ve Telsiztepe sırtlarında, Çine şosesinde, Baltaköy girişindeki Ağaçköprü ve Emraz’da üç gün boyunca göğüs göğüse geçen çatışmalarda onlarca şehit toprağa düşmüştür. Fakat Yunan askeri, 30 Haziran’da tutunduğu yerden sökülmüş, geri püskürtülerek Aydın’ın 33 günlük işgaline son verilmiştir.

Milli Cephenin Kumandanlarından Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efenin cansiperane kazandığı bu zafer, halkın Kuvayı Milliye güçlerine bakışını değiştirmiş, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını kolaylaştırmıştır.

Yunan işgal kuvvetleri, asker sayısını ve silah gücünü takviye ederek, 3 Temmuz saldırısıyla Aydın’ı ikinci kez işgal etmiştir. 7 Temmuz’da Topyatağı ve Telsiztepe’yi ele geçirmiş, 17 Temmuz sabahı genel taarruza kalkmıştır. Ancak Üçyol mevkiinde Gökçen Efe, Köşk savunma hattında ise Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efenin savunma hattını aşamayıp akamete uğramıştır.

Bunun üzerine İtalyan işgalindeki Menderes Nehrinin güneyine geçerek düz bir hat halinde Nazilli’ye ilerleyen Yunan kuvvetleri, karşılaştığı sivilleri katlederek, ormanlık alanları, köyleri, kasabaları, zeytinlikleri, tarla ve bahçeleri yakıp yıkmıştır. Vahşet karşısında paniğe kapılan Aydınlılar, uzun kuyruklar oluşturarak İtalyan işgal bölgesindeki Çine’ye, Muğla, Denizli ve Afyon’a panik halinde göç ederek canlarını zor kurtarmıştır. Zeybekler ve müfrezeler dahi savaşın kaybedildiğini düşünerek yanmakta olan Aydın Ovası şehrahında izlerini kaybettirmiştir. Ancak çok kısa bir süre sonra Milli Cephenin komutanlarından Yörük Ali Efe ve Demirci Mehmet Efe’nin önderliğinde tekrar toplanmışlar, ani baskı ve pusularla düşmanı zaiyat verdirirken milli mücadele temsilcilerinin Nazilli’de bir araya gelmesini sağlamışlardır. Karacasu Müftüsü Mustafa Hulusi beyin başkanlık ettiği Nazilli Kongrelerinin ilki 6-9 Ağustos 1919 tarihinde yapılmıştır. İkinci toplantı 19-23 Eylül’de ve üçüncüsü 6 Ekim’de gerçekleşmiştir. Her üç toplantıda Atatürk’ün ve Kuvayı Milliyenin her koşulda desteklenmesi kararı oybirliği ile alınmıştır.

Batı Ege’nin tek silahlı gücü Aydın Milli Cephesinin destansı mücadelesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en erken aşamasıdır. Zeybekler, bütün zorluklara karşın 7 Eylül 1922’ye kadar milli mücadeleye devam ederek bir yandan ağır kayıplar verdirdiği düşmanı yavaşlatırken öte yandan çok fazla enerji ve zaman kaybettirmiştir. İşte bu yüzdendir ki! 30 Ağustos Zaferiyle dağıtılan Yunan ordusu, geri çekilirken bütün öfkesini Aydın halkından çıkartmıştır.

Aydın Milli Cephesinde şehit düşen kahramanların ve katledilen sivillerin anısını yaşatmak için 1922-1926 yılları arasında cumhuriyetin ilk onur anıtları (Tazim mekanları) inşa edilmiştir. Aydın’ın kurtuluşuna tanıklık eden bu sanatsal eserler ve dini yerler: Aydın Şehitler Anıtı, Çayyüzü Şehitliği ve Anıtı, Erbeyli (İlk Adım) Şehitliği ve Anıtı, Atça (Çomaklı) Şehitliği ve Anıtı, Gözpınar (Araplı) Şehitliği ve Anıtı ile Tellidede, Savuca, Kuşadası, Kanlıbahçe ve Karatepe şehitlikleridir. Bugün, bu toprakları kanıyla, canıyla bize vatan kılan şehitlerimizin saygıdeğer hatıralarını hüzün içinde yad ediyoruz.


Alper UZUNGÜNGÖR



***

Kaynakça:

(i) Emine Pancar, Aydın ve Muğla Kuvayı Milliyesi, Tez, Erişim Tarihi:15.08.2022, (http://acikerisim.deu.edu.tr).
(ii) Ercan Haytoğlu, Aydın Kuvayı Milliyesinde Efe ve Zeybekler, Makale, Erişim Tarihi:15.08.2022, (https://dergipark.org.tr)
(iii) İBB, Kuvayı Milliyenin 90. Yılında İzmir ve Batı Anadolu Uluslararası Sempozyumu, II.Kitap,2009, Erişim Tarihi:15.08.2022, (https://www.apikam.org.tr).

Dipnotlar:

[1] Milne Çizgisi, İstanbul’daki işgal kuvvetleri komutanlarından biri olan İngiliz General George Milne tarafından Yunan kuvvetleriyle Türk kuvvetleri arasında belirlenen ve geçilmesi yasaklanan coğrafi hattır.
[2] Albay Mehmet Şevki Aker, Aydın 57. Tümen Komutanıydı. Tümeni, 1919'da İtalyan işgalindeki Çine’ye naklettikten sonra Mustafa Kemal Paşa’nın yanına geçmiştir.
[3] Karacasu Belediye başkanı, 28 Mayıs 1919 tarihli Karacasu mitinginde işgale karşı çıkacağını, düşmana direnileceğini sadrazamlığa gönderdiği telgrafla bildirmiştir.
[4] Wikipedia.org.aydın savunması.
[5] İBB. a.g.e. y.2009, s.16.

Yayınlandığı Yerler:

(a) 07.09.2022 tarihli Yeni Kıroba Gazetesi
(b) https://www.academia.edu
(c) https://alperuzungungor.blogspot.com