1912-1913 BALKAN SAVAŞLARI



BALKAN SAVAŞLARI


Kendi çağına ayak uydurmakta zorlanan çok uluslu, çok kültürlü ve çok dinli Osmanlı’nın ekonomik düzeni bozulmuş, milliyetçilik akımları, azınlık isyanları ve az gelişmişliğin tetiklediği darbeler ile kaybedilen savaşların etkisinde askeri düzeni iyice zayıflamıştır. Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra kontrol ettiği petrol sahaları; dıştan yanmalı buharlı makinaların yerini, termik motorların almasıyla, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve Rusya’nın nihai hedefi olmuştur.

Bu ülkeler, dünya petrol rezervinin yarısından çoğunu barındıran toprakların sahibi Osmanlı’nın arazilerini gizli antlaşmalarla paylaşmış, emperyal emellerini gerçekleştirmek amacıyla harekete geçmiştir.

Fransa; Cezayir ve Tunus’u, İngiltere; Kıbrıs ve Mısır’ı, Rusya; Kırım, Kafkasya, Hazar ve Aras’ın doğusundaki vilayetleri işgal etmiş, İtalya ise Trablusgarp ve Ege Adalarına asker çıkartarak Osmanlı’ya savaş açmıştır.

16 Ekim 1911’de Trablusgarp cephesinde İtalyanlarla başlayan savaş; Adriyatik ve Ege Denizine, Çanakkale Boğazı ve Kızıldeniz’e yayılarak tüm şiddetiyle devam ederken yeni bir savaş tehlikesi belirmiştir. Balkanlarda Katoliklere karşı Ortodoks Slav birliği kurmaya çalışan Rusya’nın kışkırttığı Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan bir araya gelerek Osmanlı’ya Balkanlardan çekilmesini, aksi takdirde silaha başvuracaklarını bildirir nota vermiştir.[1]

Bu gelişme Osmanlı-İtalya savaşının seyrini değiştirmiştir. Her iki savaşla mücadele edemeyeceğini düşünen Osmanlı İmparatorluğu, Bingazi ve Derne cephelerinde üstünlük sağladığı İtalya’ya ateşkes önermiş ve 18 Ekim 1912’de imzalanan Uşi antlaşmasıyla İtalya’nın şartlarını kabul ederek Ege adalarından ve Kuzey Afrika bölgesindeki son kara parçasından çekilmiştir.[2]

Osmanlı İmparatorluğu’nun Trakya’daki Doğu Ordusu ile Makedonya ve Arnavutluk’taki Batı Ordusunun subay, asker, silah ve mühimmatı yetersizdi. Askerin moral ve disiplini bozuktu. Komuta kademesinde bulunan paşalar arasındaki siyasi ve mezhebi çekişmeler sevk idareyi olumsuz etkiliyordu. Ayrıca seferberlikle silah altına alınan askerler ile silah ve lojistik malzeme, demiryollarının bakımsızlığı nedeniyle cepheye sevk edilemiyordu.

Bu arada Osmanlı’yı ortak hedef belirleyen Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan aralarındaki çatışmalara son vererek modern ve güçlü silahlarla teçhiz edilmiş 700 bin kişilik Balkan ordusu kurmuştur. Bulgaristan’ın 8 Ekim 1912, Balkan Ordusunun 13 Ekim 1912 tarihinde Osmanlı’ya saldırısıyla başlayan Balkan Savaşları, 30 Mayıs 1913’e kadar altı ay devam etmiştir. Osmanlı ordusu, kendisinden üç kat fazla ve silahça çok üstün Balkan ordusuna karşı bir varlık gösteremediğinden bozguna uğrayıp teslim olmuştur.

Sırplar; Üsküp ve Manastır dâhil Kuzey ve Orta Makedonya’yı, Prizen ve Priştine’yi, Yunanlılar; Selanik ve Yanya’yı, Bozcaada, Limni, Sakız, Midilli ve Girit adaları ile Güney Makedonya’yı, Karadağlılar; İşkodra’yı ele geçirmiştir. Doğu yönünde ilerleyen Bulgar ordusu ise Kavala, Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe, Dimetoka, Edirne, Kırklareli dahil Doğu ve Batı Trakya'yı işgal ederek İstanbul (Çatalca)’a kadar ilerlemiştir.

Bunun üzerine Bulgaristan’a ateşkes çağrısı yapılmıştır. Sadrazam Kamil Paşa tarafından yürütülen ateşkes görüşmelerinde Edirne’nin de içinde bulunduğu Trakya Bulgaristan’a verilmiş, diğer konular Londra konferansına bırakılarak geçici barış sağlanmıştır. Bu gelişme; Yarbay Enver Bey ve arkadaşlarının 23 Ocak 1913’te Babıali’yi basmasına, hükümetin istifa ettirilmesine yol açmıştır. Ancak Sultan Reşat yeni hükümeti kurma görevini İttihatçılara vermemiş, tekrar Sadrazam Kamil Paşa’yı görevlendirmiştir.

Balkan Savaşı, 30 Mayıs 1913’te şartları çok ağır Londra Antlaşmasının imzalanmasıyla sona ermiştir. Ateşkes karşılığında Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ’a işgal ettikleri topraklar, Romanya’ya ise Silistre teslim edilmiştir. Midye-Enez hattının batısında kalan bütün Trakya Bulgaristan’a bırakılmıştır. Bu bozgunun sorumluluğu ittihatçılar değil Sadrazam Kamil Paşa ve kurduğu hükümetindir.

Osmanlı İmparatorluğu, Balkan savaşları sonunda imzalamak zorunda kaldığı Londra Antlaşmasıyla; Balkanlardaki topraklarını ve nüfusun yarıdan fazlası kaybetmiştir. Rumeli’ndeki silah stoku, düşmanın eline geçmiştir. Ege Denizi'ndeki hâkimiyeti sona ermiş, Arnavutluk bağımsızlığını ilan etmiştir. Anadolu'ya sayısı 5 milyonu bulan Türk göçü yaşanmıştır.

Londra Antlaşmasıyla paylaştırılan Osmanlı’nın balkan toprakları, balkan ülkeleri arasında anlaşmazlığa ve ardından İkinci Balkan Savaşı'na neden olmuştur. Bulgaristan’ın büyümesinden endişe duyan Sırbistan, Karadağ, Yunanistan ve bu ülkelere destek veren Romanya biraya gelerek 23 Haziran 1913’te Bulgaristan’a savaş ilan etmiştir.

Bulgaristan’ın içinde bulunduğu savaş durumunu iyi değerlendiren İttihat ve Terakki yönetimi Edirne’yi kurtarmak üzere harekete geçmiştir. Yarbay Enver Bey komutasındaki birlikler Midye-Enez hattını yırtarak Meriç Nehri kıyılarına kadar ilerlemiş, 21 Temmuz 1913’te ikinci Türk başkenti Edirne’yi ve Batı Trakya’yı kurtarmıştır.

Alper UZUNGÜNGÖR



***



Kaynakça:

(i)Y. Kemal Taştan, Balkan Savaşları ve Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu, Ötügen Neşriyat, 2017.
(ii)Ahmet Cevat, Kırmızı-Siyah Kitap 1328 Faciası 1912-1913 Balkan Savaşı, Bilge Karınca Yayınları, 2017.
(iii)Aziz Tekdemir, Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları Sırasında Askerî Nakliyatı ve Karşılaşılan Problemler, İnternet Yayını, Erişim Tarihi: Temmuz 2021 (https://dergipark.org.tr)

Dipnotlar:

]1] Kıbrıs Adası’nda İngiliz yönetimi, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1878’de adayı İngiltere’ye kiralaması ile başlamıştır.
[2] Uşi, İsviçre'nin Lozan şehrinin Leman gölü kıyısında yer alır.